Belki Uzza’nın öyküsünü ve gemiyi kurtardığı için Tanrı’nın onu nasıl cezalandırdığını hiç duymadınız. Bugün bizimle hiçbir ilgisi yokmuş gibi görünen tuhaf bir öyküdür. Hayır, şaşıracaksınız. Ama gelin adım adım ilerleyelim.

Hikâye

İsrail’in ilk kralı Saul tahta çıkmadan önce İsrail Filistliler'le savaş halindeydi ve savaşı kazanmaları için Antlaşma Sandığı'nı savaşa sokmak gibi görkemli bir fikirleri vardı. Antlaşma sandığı Eski Ahit’te Tanrı’nın ikamet ettiği yerdi ve İsrail, Tanrı’nın düşmanlarının savaşı kazanmasına ve böylece sandığı ele geçirmesine asla izin vermeyeceğini düşünüyordu. Ama yanıldılar - Tanrı kendisini manipüle etmelerine izin vermedi.

Filistliler sandığı (ve onunla birlikte Tanrı'yı?) ele geçirdiler ve muzaffer olduklarını göstermek için onu Tanrılarının evinde sundular. Ama Tanrı bunu tersine çevirdi ve Filistliler sandığı geri göndermeye karar verdiler. Kâhinleri sandığı iki buzağı tarafından taşınan bir arabaya koymaya karar verdi. Abinadab'ın evine vardı ve uzun yıllar orada kaldı.

Bu süreden sonra, bir sonraki kral Davut Antlaşma Sandığı'nı Yeruşalim'e götürmek istedi. Buna Abinadav'ın iki oğlu da eşlik ediyordu: Uzza ve Ahio. Sandık bir arabaya kondu ve öküzler tarafından taşındı. Ancak öküzler tökezleyince Uzza uzanıp sandığın arabadan kaymasını engellemeye çalıştı. Tanrı da bu hareketi yüzünden onu öldürdü.

Kral Davut bunun şokunu yaşar ve tekrar denemesi üç ayını alır, ama bu sefer farklı bir şekilde.

Neler oluyor?

Durumu daha iyi anlamak için hikâyede biraz geriye gitmemiz gerekir. Tanrı Antlaşma Sandığı ve kutsal yerle ilgili talimatları verirken, bunların nasıl taşınması gerektiğini çok açık bir şekilde belirtmişti - Mısır’dan Çıkış sırasında çadır sürekli hareket halindeydi.

Tapınağın iç kısmı sadece Levililer tarafından taşınmalıdır. Onlar tüm İsrail’in Rabbi için kutsanmışlardır. Sandık Tanrı’nın yaşadığı yerdi ve Tanrı bir hayvan tarafından taşınmak değil, sevgili halkıyla yolculuk sırasında temas halinde olmak istiyordu.

Sandık İsrail’e geri döndüğünde, Filistliler daha iyisini bilmiyorlardı ve onu bir arabaya koydular. Ama İsrail daha iyi bilmeliydi. Sandık yaklaşık 20 yıl boyunca babasının evinde kaldığı için Uzza bile daha iyi bilmeliydi.

Tanrı sandığı arabadan kaydırarak bu durumdan kurtulmak istedi, ama Uzza ona engel oldu ve Tanrı bu yüzden onu cezalandırdı.

Peki ya bugün?

Günümüz zamanında Tanrı bize yaklaşmak istiyor. Ama bizim O’nu uzak tutma ve kol mesafesinde tutma yöntemlerimiz var.

Ama Tanrı bundan kurtulmak ister ama biz kendi iyiliği için onu durdurmak için elimizden geleni yaparız. Bu öyküde gördüğümüz gibi, Tanrı bizim için değerli olduğunu düşündüğümüz bir şeyi kırmaya isteklidir ama tamamen yanıldığımız ortaya çıkar.